BORSA MANİPÜLASYONU(PİYASA DOLANDIRICILIĞI) SUÇU VE CEZAİ YAPTIRIMI - İSTANBUL AVUKATI

BORSA MANİPÜLASYONU(PİYASA DOLANDIRICILIĞI) SUÇU VE CEZAİ YAPTIRIMI - İSTANBUL AVUKATI

BORSA MANİPÜLASYONU(PİYASA DOLANDIRICILIĞI) SUÇU VE CEZAİ YAPTIRIMI - İSTANBUL AVUKATI

 

Piyasalarda doğru ve güncel fiyatların oluşması, piyasanın şeffaf ve açık bir ortam olması, kaynakların doğru aktarımı ve yatırımcıların doğru kararlar verebilmesi kısacası ekonominin sağlığı ve gidişatı açısından önemlidir. Bu nedenle bilgi kirliliğinin engellenmesi, piyasa ortamında güven duygusunun pekiştirilmesi gerekir. Manipülasyon, bu ortamın zedelenmesine ve dengenin bozulmasına neden olur.

 

Arz ve talebin serbest biçimde fiyatı oluşturmasını engellemek, gerçeği yansıtmayan fiyatları yatırımcılara göstererek yatırımcıları aldatmak manipülasyon olarak nitelendirilir. Bu yanıltma şüphesiz yatırımcıların güvenini olumsuz etkiler. Manipülatörün bu yönlendirmeyi kendi amaç ve istekleri doğrultusunda menfaat sağlamak gayesiyle yaptığı da unutulmamalıdır.

 

Kısaca açıklamaya çalıştığımız gibi sermaye piyasası, güvene dayanan bir piyasadır.  Bu nedenle 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nda bu güven ortamının korunması ve devamlılığını amaçlayan birtakım düzenlemeler yapılmıştır. Manipülasyon, piyasaya olan güveni zedeleyerek, sağlanmak istenen fırsat eşitliğine zarar verir. Bu nedenle manipülasyon; 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanun’un 107. maddesinde düzenlenmiş bir suç türüdür ve aynı zamanda piyasa dolandırıcılığı olarak da adlandırılmıştır.

 

 

MADDE 107 

 

(1) Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarına, fiyat değişimlerine, arz ve taleplerine ilişkin olarak yanlış veya yanıltıcı izlenim uyandırmak amacıyla alım veya satım yapanlar, emir verenler, emir iptal edenler, emir değiştirenler veya hesap hareketleri gerçekleştirenler iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin günden on bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar. Ancak, bu suçtan dolayı verilecek olan adli para cezasının miktarı, suçun işlenmesi ile elde edilen menfaatten az olamaz.

 

(2) Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi veren, söylenti çıkaran, haber veren, yorum yapan veya rapor hazırlayan ya da bunları yayanlar iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar.

 

(3) Birinci fıkrada tanımlanan suçu işleyen kişi pişmanlık göstererek, beş yüz bin Türk Lirasından az olmamak üzere, elde ettiği veya elde edilmesine sebep olduğu menfaatin iki katı miktarı kadar parayı, Hazineye;

a) Henüz soruşturma başlamadan önce ödediği takdirde, hakkında cezaya hükmolunmaz.

b) Soruşturma evresinde ödediği takdirde, verilecek ceza yarısı oranında indirilir.

c) Kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödediği takdirde, verilecek ceza üçte biri oranında indirilir” denilmektedir.

 

 

KANUN MADDESİNİN 1. VE 2. FIKRASI İNCELENDİĞİNDE MANİPÜLASYONUNUN 2 FARKLI ŞEKİLDE TANIMLANDIĞINI ÇIKARMAK MÜMKÜNDÜR. BUNLARDAN BİRİNCİSİ SERBEST PİYASADA ARZ VE TALEBİN KARŞILAŞARAK FİYATLARIN DOĞAL ŞEKİLDE OLUŞMASINI ENGELLEYEN DAVRANIŞLAR/FİİLLER DİĞERİ ASILSIZ SÖYLENTİLERLE PİYASADAKİ ARZ-TALEP DENGESİNİN OYNANMASI VE İSTENEN YÖNE ÇEKİLMESİNİ AMAÇLAYAN BİLGİ KİRLİLİĞİ YARATMAKTIR.

 

 

 

İŞLEM BAZLI PİYASA DOLANDIRICILIĞI

 

SPK 107/1 maddesinde alım veya satım yapanlar, emir verenler, emir iptal edenler, emir değiştirenler veya hesap hareketleri gerçekleştirenler tanımı yapılarak aslında suçun maddi unsuru da tanımlanmıştır. Kısacası serbest piyasada arz ve talebin karşılaşarak fiyatların doğal şekilde oluşmasını engelleyen davranışlar/fiiller piyasa dolandırıcılığı olarak adlandırılmıştır. Kanunda sıralanan hareketlerden birinin dahi gerçekleşmesi suçun oluşması için geçerli kabul edilmektedir. Söz konusu işlemlerin “elverişli” olması, yani sermaye piyasası araçlarının fiyatlarında, fiyat değişimlerinde, arz ve taleplerinde yanlış veya yanıltıcı izlenim uyandırabilecek nitelikte bulunması gerekir.

Bu suçun neticesi, sermaye piyasası araçlarının fiyatının etkilenmesi tehlikesidir. SPKn’nun 107’nci maddesi fiili bir “tehlike suçu” olarak düzenlemiştir. Yani belli bir sonuç gerçekleşmesi şart değildir. Tehlike suçlarında, doğrudan doğruya bir zararın doğması gerekli olmayıp, suç konusu olarak tanımlanan salt tehlikeli davranışlar cezalandırılmaktadır.

 

 KISACASI MADDE METNİNDE SAYILAN EYLEMLERİ PİYASADA YANLIŞ VE YANILTICI İZLENİM UYANDIRMAK AMACI İLE GERÇEKLEŞTİRENLER, İSTEDİKLERİ SONUCU ELDE EDEMESELER DAHİ CEZALANDIRILACAKLARDIR.

 

İşleme dayalı manipülasyon suçunun manevi unsuru özel kasttır. Kanun’da düzenlenen eylemlerin sermaye piyasası araçlarının fiyatlarına, fiyat değişimlerine, arz ve taleplerine ilişkin olarak yanlış veya yanıltıcı izlenim uyandırmak amacıyla yapılmış olması aranmaktadır.

 

BİLGİ BAZLI PİYASA DOLANDIRICILIĞI

 

SPK 107/2 maddesinde yer alan Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi veren, söylenti çıkaran, haber veren, yorum yapan veya rapor hazırlayan ya da bunları yayanlar ifadesi bilgiye dayanan piyasa dolandırıcılığını ifade etmektedir. Burada yukarıda bahsetmiş olduğumuz gibi doğrudan hareketler ve işlemler söz konusu değildir. Kısacası asılsız söylentilerle piyasadaki arz-talep dengesinin oynanması ve istenen yöne çekilmesi amaçlanmaktadır. Suçun oluşması için kasten hareket edilmesi gerekir.

Burada da fiilin yine “elverişli’’ olması, yani sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkileyebilecek nitelikte bulunması gereklidir. Suçun maddi unsurunun oluşabilmesi için bilgi, söylenti, haber, yorum veya raporun “yalan, yanlış veya yanıltıcı” olması gerekmektedir.

 

FİYATLAR VE DEĞERLER HAKKINDA HAZIRLANAN BİLGİ VE HABERLER, YORUMLAR 3.KİŞİLERİ HATAYA YÖNELTECEK NİTELİK TAŞIYORSA KESİNLİKLE SUÇTUR, BU BİLGİLERİN GERÇEKLİK PAYI DA İÇERİP İÇERMEMESİ BİR ŞEY DEĞİŞTİRMEYECEKTİR.

Bu suçta da fiilin sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemesi, yani sonucun gerçekleşmesi şart değildir. SPKn’nun 107’nci maddesinin ikinci fıkrasında yine fiil bir “tehlike suçu” olarak düzenlenmiştir. Hareketin sonuç vermesi değil, verebilecek nitelikte olması gerekmektedir. Suçun tehlike suçu olmasının diğer bir sonucu, yapılan işlemler sonucunda bir menfaat elde etmenin de şart olmamasıdır.

 

BORSA MANİPÜLASYONUNA İLİŞKİN EMSAL KARAR

 

“…Yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan işlemler neticesinde, ... Sınai Ticari Mali Yatırımlar A.Ş. hisse senedine yoğun bir talebin olduğu izleniminin yaratıldığı, iyiniyetli üçüncü kişilerin aldatıldığı, fiyatın kademeli olarak yapay bir şekilde arttırıldığı, aktif bir piyasanın varlığı izlenimi yaratmaya çalışıldığı, 16.09.2010-11.04.2011 tarihleri arasında anılan hisse senedi piyasasında, BİST endeksinin genel eğilimi dışında olağandışı bir fiyat ve miktar hareketliliğinin bulunduğu, belirlenen tarihlerde ... Sınai Ticari Mali Yatırımlar A.Ş.'ne ait hisse senedinde sanıklar tarafından yönlendirilen hesaplardan yapılan alım ve satım işlemlerinin, hisse senedi piyasasında etkili olabilecek ve piyasada hakimiyet oluşturabilecek miktar ve yoğunlukta olduğu, kendinden kendine/karşılıklı ve fiyat yükseltici işlemlerin yoğun şekilde gerçekleştirildiği, yapılan bu alım satım işlemlerinin büyüklüğü, zamanı ve sürekliliği dikkate alındığında, dava konusuna ilişkin normda belirtilen fiyat artırma, azaltma, aynı seviyede tutma, aktif piyasa izlenimi uyandırma, arz ve talebi etkileme amaçlarına uygun olduğu belirlenmiştir.
Sanıkların savunmaları incelendiğinde birbirleriyle bağlantılı oldukları, bazı sanıkların beyanında birbirlerinin yönlendirmesiyle işlem yaptıklarını, akraba, arkadaş veya duygusal birliktelik içinde olduklarını kabul ettikleri, İstanbul 13.Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2011/508 Esas sayılı dosyasında yargılanan sanıkların bir çoğunun savunmasında,.... ve oğlu ...'ı tanıdıklarını beyan ettikleri, sanıkların birbirleriyle telefonla görüştükleri ve iletişim halinde oldukları da yine anılan dosyadan anlaşıldığı, dolayısıyla sanıkların bir kısmının akraba veya arkadaş oldukları ve sanıkların birbirlerini tanımadıkları yönündeki savunmalarına itibar edilemeyeceği, sanıklar hakkında temyize konu dava dışında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca ayrı tarihli iddianameler ile farklı ve aynı hisse senetlerine yönelik benzer eylemleri sebebiyle İstanbul Asliye Ceza Mahkemelerine birden çok dava açıldığı, bir çok dosyada sanıkların bir kısmının birlikte yargılandığı hususu, Dairemize intikal eden dosyalardan tespit edilmiştir.
Bilindiği üzere 5237 sayılı TCK'nın 220. maddesinde düzenlenen suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme ve kurulan örgüte üye olma suçunun oluşması için aranan unsurlar ile uyuşmazlık konusu davada isnat olunan fiil için aranan iştirak ve birlikte hareket etme iradesinin farklılık arzettiği, örgüt derecesine ulaşan bir birlikteliğin varlığının somut uyuşmazlıktaki suçun oluşması için gerekli olmadığı, sanıklar arasında tanışma, irtibat, yakınlık bulunduğunun ve bir kısım eylemlerinde birlikte hareket ettiklerinin dosya kapsamındaki delillerle anlaşıldığı, açıklanan sebeplerle de, 23.09.2014 tarihli yeterli görülmeyen bilirkişi raporu ve İstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2011/508 Esas sayılı dosyasında iletişimin dinlenmesine ilişkin tapelerin başka delillerle desteklenmemesi sebebiyle verilen beraat kararının 2499 sayılı ... Kanunu'na aykırılıktan yapılan asıl yargılamayı etkilemeyeceği ve beraat kararına ilişkin hükmün gerekçesi olamayacağı hususları da birlikte nazara alındığında, sanıkların aynı fiili gerçekleştirmek amacıyla birlikte hareket ettikleri ve iştirak iradelerinin bulunduğunun sübuta ermesi karşısında; sanıkların üzerlerine atılı suçun unsurları itibariyle oluştuğu gözetilmeden mahkumiyetleri yerine yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA…” (19. Ceza Dairesi,2018/1323 E., 2018/8134 K. )

 

İsmail Yıldırım Hukuk Bürosu olarak Adalar, Ataşehir, Beykoz, Çekmeköy, Kadıköy, Kartal, Maltepe, Pendik, Sancaktepe, Sultanbeyli, Şile, Tuzla, Ümraniye, Üsküdar, Arnavutköy, Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy, Başakşehir, Bayrampaşa, Beşiktaş, Beylikdüzü, Beyoğlu, Büyükçekmece, Çatalca, Esenler, Esenyurt, Eyüp, Fatih, Gaziosmanpaşa, Güngören, Kâğıthane, Küçükçekmece, Sarıyer, Silivri, Sultangazi, Şişli, Zeytinburnu bölgeleri ile Bursa ve Kocaeli şehirlerindeki ayrıca Gebze ile Darıca bölgesindeki müvekkillerimize BORSA MANİPÜLASYONU(PİYASA DOLANDIRICILIĞI)  SUÇU,CEZASI VE İTİRAZ YOLLARI hakkında hizmet vermekteyiz. Daha detaylı bilgi edinmek için Avukat İsmail Yıldırım Hukuk Bürosu iletişim bölümünden iletişime geçebilirsiniz.