İSTANBUL TRAFİK KAZASI AVUKATI

İSTANBUL TRAFİK KAZASI AVUKATI

İSTANBUL TRAFİK KAZASI AVUKATI

 

Ülkemizde araç sahibi olma oranlarının artmasıyla trafik kazalarındaki artış çerçevesinde birçok uyuşmazlığa trafik kazaları konu olabilmektedir. 
Trafik kazaları için ilk olarak görevli mahkeme konusu gündeme gelmektedir. Bu bakımdan ikili bir ayrım yapılması gerekir. Ölümlü ve yaralamalı trafik kazası mevcut ise bu durumda asliye hukuk mahkemesinde maddi ve manevi tazminat davası açılması gerekir. Fakat trafik sigortası kapsamında mahkemede görülecek bir dava mevcut ise bu durumda Asliye Ticaret Mahkemesinde davanın görülmesi gerekir. 
Bir diğer konu ise yetkili mahkemenin durumudur. Davalının ikametgahında açılacak bir dava olan trafik kazalarında ayrıca kazanın meydana geldiği yerde de dava açılabilir. 
Trafik kazası açabilecek kişinin kim olabileceği konusu ise bir diğer konudur. Bu kapsamda da ilk olarak dava açabilecek kişi kazanın meydana gelmesi neticesinde yaralanan veya zarar gören kişi dava açabilecektir. Hem maddi hem de manevi tazminat davası açma yetkisi bulunmaktadır. Bir diğer kişi ise davacı olarak şayet ölümlü bir kaza meydana geldiyse destekten yoksun kalan kişiler hem maddi hem de manevi dava açabilecektir. 
Trafik kazalarında ayrıca ceza davası da açılabilmektedir. Taksirle yaralama, taksirle öldürme suçlarının konusunu oluşturma ihtimali çok yüksek olduğu için bu konularda Avukat İsmail Yıldırım Hukuk Bürosu olarak hukuki danışmanlık hizmeti sunmaktayız.
Bu konularda ilgili yargıtay kararı aşağıda bulunmaktadır. Bu Yargıtay Kararı dışında güncel davaların sonuçları Avukat İsmail Yıldırım Hukuk Bürosu olarak takip edilmekte ve müvekkillerimize bu konuda hizmet sunmaktayız.
Manevi tazminat konusunda Yargıtay’ın son kararlarından emsal nitelikteki kararına bakılacak olursa:
YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ E. 2016/1061 K. 2018/10491 T. 13.11.2018 kararında:
KARAR : Davacılar vekili, davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı olduğu aracın, yolcu olduğu minibüsten inen ve karşıya geçmek isteyen müteveffa ...'a çarpması neticesinde ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, ceza yargılamasında alınan rapora göre davalı sürücünün kazada tali kusurlu olduğunun belirlendiğini, davacı ...'nın eşinin ölümü ile desteğinden yoksun kaldığını, diğer davacıların müteveffanın oğlu ve kızı olduklarını, davacıların manevi zarara uğradıklarını beyanla şimdilik 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının, 100,00 TL cenaze giderinin ve davacı ... için 15.000,00 TL, diğer davacılar için 10.000,00'er TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ... ve ... vekili, kusura ve talep edilen manevi tazminat miktarına itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...Ş. vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; manevi tazminat bakımından açılan davanın kısmen kabulüyle ... bakımından 5.000,00 TL, ... bakımından 3.000,00 TL, ... bakımından 3.000,00 TL ... bakımından 3.000,00 TL olmak üzere toplam 14.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 08/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'dan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, destekten yoksun kalma bakımından açılan davanın kısmen kabulüyle 222,75 TL.tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine, davalı ... ve ... bakımından olay tarihi bakımından 08/10/2013 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, diğer davalı ...yönünden ise dava tarihi olan 10/07/2014 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, fazlaya dair istemin reddine, cenaze giderleri bakımından açılan davanın kabulüne 662,50 TL'nin tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine, Davalı ... ve ... bakımından olay tarihi bakımından 08/10/2013 tarihinden itiraren yasal faiz yürütülmesine, diğer davalı ...Ş. yönünden ise dava tarihi olan 10/07/2014 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalılar ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-)Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle yakınlarının maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna dair zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 tarihli ve 7/7 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında,
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K'nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar için takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 762,54 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar ... ve ...'dan alınmasına, peşin alınan harcın istenmesi halinde temyiz eden davacılara iadesine 13.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 

İsmail Yıldırım Hukuk Bürosu olarak Adalar, Ataşehir, Beykoz, Çekmeköy, Kadıköy, Kartal, Maltepe, Pendik, Sancaktepe, Sultanbeyli, Şile, Tuzla, Ümraniye, Üsküdar, Arnavutköy, Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy, Başakşehir, Bayrampaşa, Beşiktaş, Beylikdüzü, Beyoğlu, Büyükçekmece, Çatalca, Esenler, Esenyurt, Eyüp, Fatih, Gaziosmanpaşa, Güngören, Kâğıthane, Küçükçekmece, Sarıyer, Silivri, Sultangazi, Şişli, Zeytinburnu bölgeleri ile Bursa ve Kocaeli şehirlerindeki ayrıca Darıca ile Gebze bölgesindeki müvekkillerimize hizmet vermekteyiz. Daha detaylı bilgi edinmek için Avukat İsmail Yıldırım Hukuk Bürosu iletişim bölümünden iletişime geçebilirsiniz.


Konu ile ilgili diğer Yazılarımız