
KAMULAŞTIRMADAN ARTA KALAN KISMIN BEDELİNİ İSTEME HAKKI
Kamulaştırma yapılırken taşınmazın bir kısmı bırakılmış ve kalan kısmın kullanımının mümkün olmadığı durumlar olabilir. Bu hallerde geri kalan kısmın da kamulaştırılmasının istenmesi mümkündür. Örneğin taşınmazın ortasından geçen bir kamulaştırma işleminde kamulaştırma yapılmayan kısmın kullanışsız şekilde kalması durumunda bu kısım için de mahkemeye kamulaştırma talebi söz konusu olabilir. Buna ilişkin bir Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararını aşağıda paylaşıyorum;
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas Numarası: 1994/5-819
Karar Numarası: 1995/130
Karar Tarihi: 01.03.1995
Taraflar arasındaki "kamulaştırma" dâvasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sinop Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 30.9.1993 gün ve 1992/402-1993/361 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 18.4.1994 gün ve 1994/6409- 8550 sayılı ilâmı:
(...Dava, kamulaştırmadan arta kalan kesimin kamulaştırmasına karar verilmesi istemi ile açılmıştır.
Davacı kamulaştırma işleminin tebliği üzerine kamulaştırma kanununun 12/5.maddesindeki 30 günlük süre içerisinde davalı idareye başvurarak arta kalan kesimin kamulaştırılmasını talep etmiştir. İdarece bu konuda bir işlem yapılmamıştır. Bu durumda mal sahibinin adli mahkemede ancak kamulaştırmadan arta kalan kısmın bedelini istemek hakkı mevcuttur. Adli mahkemeden idari merciilere emir niteliğinde karar verilmesi mümkün değildir. Davanın bu nedenle reddi yerine kamulaştırmadan arta kalan kesim işe yaramadığından söz edilerek davanın kabulüne karar verilmesi, doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenin Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA) oybirliği ile karar verildi.
İsmail Yıldırım Hukuk Bürosu olarak Adalar, Ataşehir, Beykoz, Çekmeköy, Kadıköy, Kartal, Maltepe, Pendik, Sancaktepe, Sultanbeyli, Şile, Tuzla, Ümraniye, Üsküdar, Arnavutköy, Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy, Başakşehir, Bayrampaşa, Beşiktaş, Beylikdüzü, Beyoğlu, Büyükçekmece, Çatalca, Esenler, Esenyurt, Eyüp, Fatih, Gaziosmanpaşa, Güngören, Kâğıthane, Küçükçekmece, Sarıyer, Silivri, Sultangazi, Şişli, Zeytinburnu bölgeleri ile Bursa ve Kocaeli şehirlerindeki ayrıca Darıca ile Gebze bölgesindeki müvekkillerimize hizmet vermekteyiz. Daha detaylı bilgi edinmek için Avukat İsmail Yıldırım Hukuk Bürosu iletişim bölümünden iletişime geçebilirsiniz.