Ortaklığın giderilmesi davası bir diğer adı ile İzale-i şuyu olarak da bilinmektedir. Ortaklığın giderilmesi davasında tüm paydaşlara sahip olmuş oldukları haklar sahip olunan hisse oranında paylaştırılarak verilmektedir.
Gebze Avukat büromuz hukukun çeşitli alanlarında gerekli donanıma ve tecrübeye sahip olarak sizlere avukatlık ve danışmanlık hizmeti vermektedir.
İstanbul Avukat bürosu olarak müvekkillerimizin talepleri doğrultusunda her zaman alternatif çözümler üretmekteyiz. Yasal süreçlerde müvekkillerimizin haklarını sonuna kadar savunarak sonuç odaklı çözümler ile yeni problemlerin oluşmasının önüne geçmekteyiz.
Kadıköy Avukat ekibimiz hukukun her alanında uzmanlaşmış profesyonel avukatlardan oluşmaktadır. Müvekkillerimize her zaman dinamik ve yenilikçi bir şekilde çözüm odaklı olarak hizmet sunmaktayız.
Kartal Avukat ekibimiz uzun yıllardır hukuki tecrübeleri ve başarılı çalışmaları ile danışmanlık ve vekillik hizmeti sunmaya devam etmektedir. Hukuk büromuz bünyesinde çalışmalarını sürdüren avukatlarımız tüm davalarda ve hukuk işlerinde çözüm odaklı olarak önerilerini sunmaktadır.
Maltepe Avukat ve arabuluculuk bürosu olarak müvekkillerine her zaman hukukun üstünlüğü ilkesini koruyarak hizmet vermekteyiz. Sizler de yasal süreçlerinizde haklarınızın korunması adına danışmanlık ve avukatlık talebinde bulunmak için hukuk büromuz ile iletişime geçebilirsiniz
Anlaşmalı boşanma davası eşlerin karşılıklı olarak ayrılık kararı alması ve ayrılık sonrasında yaşanmakta olan mal paylaşımı, nafaka, vekalet ve diğer tüm işlemleri ortak bir şekilde paylaşarak sorunsuz bir şekilde ayrılmak istemeleri
Türk Medeni Kanunu ve Kadastro Kanunu çerçevesinde kadastro işlemleri düzenlenmiştir. Bu kapsamda da ilk olarak Kadastro Kanunu’nun ilk maddesinde kadastronun amacı belirtilmiştir.
4857 Sayılı İş Kanunu’nun 18.maddesine göre; Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
Bilindiği üzere kanser tedavisinde kullanılan kimi ilaçların, pahalı ve zor bulunması hastaları ve yakınlarını zorlamakta, özellikle de bu pahalı ilaçların Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından karşılanmaması, ekonomik durumu kötü olan insanlar açısından ciddi sorunlara yol açmaktadır. Bu gibi muadili olmayan ve hastanın hayatını sürdürebilmesi için kullanmasının zorunlu olduğu ilaçların temini ve akıllı ilaç bedelinin karşılanması için dava açılması mümkündür.
Son birkaç yılda dijital paraların yaygınlaşmasıyla birlikte kripto para ile ilgili dolandırıcılıklar ve yaşanan mağduriyetler de artmaktadır. Kripto para borsalarının müşterilerin parasına talep ettiği zaman çekememesi veya bazı gerekçelerle üzerine bloke konması gibi mağduriyet durumları yaşanabilmektedir. En yaygın dolandırıcılık türlerinden biri kripto para alma veya satma bahanesiyle kişilerin paralarının hileli ve hukuka aykırı yoldan ele geçirilerek hukuk dışı maddi menfaat sağlanmasıdır.
Ülkemizde araç sahibi olma oranlarının artmasıyla trafik kazalarındaki artış çerçevesinde birçok uyuşmazlığa trafik kazaları konu olabilmektedir. Trafik kazaları için ilk olarak görevli mahkeme konusu gündeme gelmektedir. Bu bakımdan ikili bir ayrım yapılması gerekir. Ölümlü ve yaralamalı trafik kazası mevcut ise bu durumda asliye hukuk mahkemesinde maddi ve manevi tazminat davası açılması gerekir.
İşçilerin iş kazası davalarında bilinmesi gereken ilk konu işçi ve işverenlerin genel kanun olan 4857 sayılı İş Kanun’una tabi olacağıdır. Ayrıca işçiler ile alakalı 5953 sayılı Basın İş Kanunu, 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Kanunu, 854 sayılı Deniz İş Kanunu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu gibi kanunlar bulunmaktadır. İş kazası avukatı olarak işverenlerin genel nitelikteki İş Kanununa veya özel nitelikteki diğer kanunlara tabi olduğunun ayrımını yapmakta ve işçilerin en etkili çözümü almasında yardımcı olmaktayız.
Kanun, bazı uyuşmazlıklar için mahkemeye dava açmadan önce arabulucuya gitme zorunluluğu düzenlemiştir. Zorunlu arabuluculuk, bu uyuşmazlıklar açısından dava şartıdır. Özetle dava şartı olarak arabuluculuk yolu zorunlu tutulmuş uyuşmazlıklarda arabulucuya gitmeden açılan dava, dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilecektir.
"Dosya kapsamındaki bilgilerden, sigortalı ...'ün ... Şirketi işçisi olarak 11/04/2012 tarihinde davalı ... Şirketine ait çatı tadilatı işinde çalışırken, yüksekten düşmesi neticesinde vefat ettiği, hükme esas kusur raporunda davalı ... Şirketine %70, sigortalıya %30 oranında kusur verilirken, davalı ... Şirketine ise bir kusur verilmediği anlaşılmaktadır. Taraf iddialarına göre davalı ... Şirketi ile ... Şirketi arasında çatı yapımına ilişkin taşeron sözleşmesinin bulunduğu ve bu sözleşmeye ilişkin işin yapılıp geçici kabulünden sonra çatıda meydana gelen hasar nedeniyle davacı işçinin çatıda çalışma yürütürken iş kazasının gerçekleştiği belirtilmiştir.